Denetim Zorunluluk Değil “Konfor” dur…
KONFOR hayatın her alanında aranılan ve tercih edilen bir kriter olmasına rağmen ekonomik anlamda gelir kaynaklarımız olan işletmelerimizin finansal ve mali açıdan KONFOR içinde olup olmadıklarını çoğu zaman bilmiyoruz veya göz ardı ediyoruz. Güvene dayalı yönetici ve personel ilişkileri, öteden beri gelen alışkanlıklar zaman içerisinde biriken ve el uzatılmayan sorunlu konular…
Çoğu işletme doğru zamanda müdahele edilmediği için biriken dert ve problem dağının altında bir türlü istenilen seviyeyi yakalayamadan ticari ömrünü tamamlamak zorunda kalıyor.
İşletmeler çoğu kez Denetim hizmeti almak konusunda çekingen davranırlar. Ancak anlaşmazlıklar, hukuki ve mali sorumluluk ve zorunluluklar gibi mecburiyetler istisna. Son yıllarda şirket hissedar ve ortaklarının özellikle aile şirketlerinin Hile ve Hesap denetimi yaptırma eğilimlerinin arttığı gözleniyor.
İşletmeler de cereyan eden faaliyetler, sonuçlar ve rapor çıktıları ile mukayese edildiğinde makul güvence çerçevesi içerisinde olmalıdır. Denetim hizmetleri genel uygulama itibariyle belli dönemlerin sonunda, iş ve işlemler bittikden sonra ortaya çıkan durumların sağlaması olarak yapılmaktadır. Oysa ki iç denetim, iç kontrol ve faaliyet içi denetimler ile işletme içi faaliyetler daha dönem içinde oluşturulan sürekli denetim teknikleri ile izlenebilmekte ve olası plan – hedef sapmaları işleyiş içerisinde tespit edilebilmektedir. Böylelikle faaliyet dönemi tamamlanmadan tedbir almak mümkün olmaktadır.
Esasen zorunlu olmayan durum ve dönemlerde yapılan Denetimler “Güven ama Kontrol et” yaklaşımını ortaya koymakla kalmayıp, tüm taraflar için şirketin güvenilirliğini test etmektedir. Genel olarak beklenmeyen durumlar ortaya çıkmamakla birlikte, kimi zaman hiç beklenmedik denetim sonuçları ile karşılaşmak mümkün.
Şirketlerin Özel denetim hizmeti almaları bulgu ve tespitlerin o şirketin ve paydaşlarının çıkar ve faydalarına iyileştirme ve tedbirlere olanak sağlaması bir anlamda GÜVEN ve KONFOR artışıdır.